15 Eki 2024 12:07
Journalist ID: 5285
News ID: 85628496
T T
1 Persons

Ekler

İRAN NÜKLEER SİLAHI OLAN İSRAİL’İ VURMAKTAN GERİ DURMADI

Ulusal Kanal İran Temsilcisi Gürkan Demir İran'ın Siyonist İsrail rejimine gerçekleştirdiği son füze saldırısını İRNA Türkçe servisine değerlendirdi.

Ulusal Kanal İran Temsilcisi Gürkan Demir İRNA Türkçe servisine İran-İsrail savaşı bağlamında İran'ın son füze saldırısını değerlendirdi:

12 Ağustos 2024 tarihinde yine bu köşede yayınlanan yazımızda, “ABD yığınağı beyhude, bunlar İran’ı durdurmaz” demiştik. Bu ifadeleri kullanırken, ABD’nin bölgeye getirdiği yeni savaş gemileri, savaş jetleri, savunma sistemleri nedeniyle İran’ın İsrail’e karşı adım atamayacağı propagandası yürütülüyordu.

İran, 1 Ekim günü yaptığı Gerçek Vaat-2 Operasyonu ile bu propagandayı yerle bir ederken aynı zamanda ilk cümlede belirttiğimiz üzere İran durdurulamadı. Operasyon sonrası genel yorumlar “Demir Kubbe” ve İsrail’in diğer hava savunma sistemlerinin aşıldığı üzerine yapılırken, İran’ın ABD’nin bölgedeki hava savunma gücünü de aşarak nokta atışı yaptığı gerçeği not edilmeli.

İsrail’in olası İran saldırısında ABD’nin yer alması durumunda ABD üsleri ve savaş gemilerinin İran menzilinde olduğu da somut adımla saptandı. Gözden kaçırılmayacak bir diğer nokta da İran’ın “nükleer bir güç olan” İsrail’i vurduğu gerçeğidir.

Bu operasyonda İran, ilk kez hipersonik sınıfına giren Fettah-1’i kullandı. Böylece İran ne kadar başarılı bir çalışma yaptığını da kendisi açısından görmüş oldu. Şimdi bu veriler ışığında bu alanda şüphesiz gaza basacaktır. Yani daha da etkili füze çeşitlerini üretim bandında ve sonrasında hangarlarda göreceğiz.

7 Ekim sonrası Gerçek Vaat-1 ile bölgenin yeni aşamaya geçtiğini belirtirken şimdi Gerçek Vaat-2 ile bir sonraki aşamaya geçildi.

İran, bu operasyonla hedef aldığı noktalar ve füze kabiliyetiyle neler yapabileceğini ABD ile müttefiklerine de net bir şekilde gösterdi. Gerçek Vaat-1’den alması gerektiği mesajı almayan İsrail, eğer 2’inci operasyonda da almazsa bundan sonraki aşamalarda füze yağmurundan kurtulamayacağa benziyor.

Zira, İsrailli yetkililerin İran’a yanıt vereceğine dair dile getirdiği açıklamaların mürekkebi kurumadan İran’dan ikazlar yükseliyor: Yapmayın, yaparsanız daha sert bir karşılık göreceksiniz.

KATİL NETANYAHU VE PEHLEVİ HAVAYA KURŞUN SIKIYOR

Operasyona verilen -2- kodu, İran’ın bundan sonra dönem için de yeni operasyonlara açık kapı bıraktığını en net haliyle gösteriyor. Kaldı ki İran,  yeni süreçte İran’ın “stratejik sabır” politikasını rafa kaldırdığını bildirdi. İsrail’in olası saldırısı daha öncekilerde olduğu gibi yine karşılıksız bırakılmaması üzerine en üst seviyede İran’ın hazırlık içinde olduğu görülüyor.

İran’ın nükleer tesislerinin ve petrol rafinelerinin hedef alınması senaryosunu İsrail tarafından İran’a karşı bir algı çalışması olarak yorumlamak mümkün. İsrail’in buna yeltenmesinin önü alınamaz bir facia ile sonuçlanacağını bugünden görmek mümkün.

Ancak İsrail’in bugüne kadar İran’a karşı, suikast, savunma sanayi tesislerine sabotaj ya da terör eylemleri gibi yöntemler izlediğine şahit olduk. Ya da İran dışındaki İran kuvvetlerine yönelik (Irak, Suriye ve Lübnan’da bulunan askeri danışmanlar, ya da diplomatik temsilcilikler) saldırılar düzenlenmesi söz konusu oldu.

Yeni süreçte de bunlar üzerinden İsrail’in “yanıt” verme durumu söz konusu olabilir. Zira Netanyahu ve İran’ın son Şahı’nın oğlu Reza Pehlevi sokak eylemleri için harekete geçtiğini görüyoruz. Her ikisinin de İran halkına hitaben peş peşe yayınladığı videolar bunun bir parçası.

Ama meşruiyetini yitirmiş her iki ismin de çıkışının İran içinde karşılık bulmadığını gördük şu ana kadar.

HEM SAHADA HEM MASADA

İran, İsrail’i durdurmak için yaptığı askeri operasyon sonrası diplomatik sürece de ivme kazandırdı. Bu kapsamda operasyonun hemen ardından İran Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan ile Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi Körfez ülkeleriyle temas için Katar’a gitti.

Ardından bombardımana rağmen Erakçi büyük bir cesaret örneği göstererek Beyrut’a, oradan da Şam’a geçti. Bunların hepsi İsrail’in İran’a karşı yanıt tehditlerini yükselttiği bir dönemde oldu.

Bu ziyaretleri bir meydan okuma ile birlikte Tahran’ın direniş cephesi ile olan güçlü bağını ortaya koyuyor. Tahran, İsrail’in engellenmesi yolunun bölge ülkelerinin birliği ve somut yaptırım ve adımlarıyla geleceğinin bilinciyle süreci yürütüyor, o ülkeleri harekete geçirmeye zorluyor.

Ayrıca Okumanızı Tavsiye Ederiz: İran Hizbullah'ı Yalnız Bırakır Mı?

Bu diplomatik adımlar sürerken, sığınaklarda saklandığına dair kara propaganda yani yalan çalışması yürütülürken İran İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamaney’in milyonlarla birlikte Cuma namazında saf tutması da Tel Aviv’i çileden çıkarttı.

Ayetullah Hamaney ve liderliğin bu tehditler gölgesinde yaptığı gövde gösterisi halk ile liderlik arasındaki bağı da perçinledi.

1 Ekim gecesi yapılan operasyon sonrası düzenlenen kutlamalar İran halkının nasıl bir duruş sergilediğini de açıkça ortaya koyuyor.  İsrailliler Heniyye suikastı sonrası hemen hemen her gece sığınakta saklanırken, İran halkı normal hayatına devam ediyor.

İlgili haberler

yorumunuz

You are replying to: .